İşte herşey burada başlıyor uzunnnca bir yolculuktan sonra Şarköy sapağına gelirsiniz bin km biterde işte o 30km hiç bitmez. Otobüsten inince kendinizi memleketinize hep ayit olduğunuz topraklara gelmiş hissedersiniz...
İşte burasıda sahilimiz ahhh bir dili olsada konuşsa şu dalgalar, geceleri denize karşı yaktığımız türküleri anlatsa size, yaz akşamlarında kumlarında sarılıp ağlamalarımızı bi görseniz, aklıma Yeni Türkünün bir şarkısı geldi; "...Rakılı akşamlar, gün batımları çocuk gibi ağlar yaz sarhoşları"
Liman, burası Şarköyde herkesin hergün mutlaka uğradığı bir yerdir. Gündüz balık tutanlar ve denize atlayan çocuklardan, geceleri ise Romantik takılan aşıklardan adım atılmaz...
Burasıda Meşhur meydan böyle sakin göründüğüne bakmayın resim mevsim sonu ve erken saatlerde çekildiğinden böyle. Yaz akşamları burda iğne atsanız yere düşmez her tipten insan bulunur...
Meydandan başka bir görünüş, görünen yol boyunca restorantlar, barlar ve ıvır zıvır satan birsürü insan bulunur tabi ki kokoreç ve midye tava satanları unutmamak lazım :) bu yolda meydan gibi çok kalabalıktır tüm Şarköy aşıklarının her gece buradan geçmesi farzdır :)
Meydanda Şarköyün değişmez bir parçası olan faytonlardan biri gerçi 25 senedir bir kere bile binmişliğim yok ama görmesem gözlerim arar :) ayrıca faytonun arkasında görünen dondurmacı bence dünyanın en güzel dondurmasını yapmakta, hele bide karamelli dondurması vardır ki kim yese sırf bu yüzden Şarköye gelmek zorunda kalır...
Son noktayı koyarken üç senedir topraklarıma gidemediğim geldi aklıma gene hüzünlendim ama bekle beni Şarköy birgün mutlaka sana dönecek bu yürek, Kordonunda yürümeyi, sahilinde şarkılar söylerek ağlamayı, Alterde ki gece eğlencelerini, Fenerinde ki yalnızlığı, Moonlight da ki romantizmi, Mendirekde ki muhabbetlerimizi, Odisko da ki çekirgelerini, Meydandaki kokoreçcilerini ve dondurmayı, Sitelerdeki sessizliğini, Gardenyadaki okey partilerini, Uçmakdereni, üzümlerini, Mürefteyi, Günebakanlarla beni karşılamanı ve uğurlamanı çok çok ama çokk özledim...